Mindful Ebeveynlik

Alarm ya da “annneee” çığlıkları değil sabahları sizi uyandıran. Uykunuzu alana kadar yataktasınız. Gece ışık gelmesin diye gözlerinizi kapadığınız maskeyi araladığınızda sabahın ilk güneşinin yatak odanızın perdesinden sızmaya çalıştığını fark ediyorsunuz. Kalkıp perdeleri açıyorsunuz kocaman. Sabah baktığınız ilk şey güneşin sıcak ve canlı aydınlığı. Güneşle uyanıyorsunuz; Ne kahveye ihtiyacınız var ayılmak için ne de başka bir şeye.
Yatağa oturup nefes egzersizlerinizi ve güne başlama meditasyonunuzu yapıyorsunuz sırayla. Sonra da bembeyaz koridorunuzdan süzülüp mutfağa ulaşıyor ve kahvaltı için hazırlaklara başlıyorsunuz. En nihayetinde çocuklarınız uyanıyor ve neşeyle evin içinde koşturmaya başlıyorlar. Dışarıda güneş var ama adeta güneşin ışıkları sizin evden dünyaya yayılıyor.
Gün büyük bir uyum içerisinde geçiyor her zaman olduğu gibi. Ne tartışmalar var ne güç savaşları. Ağzınızdan her çıkan ikiletmeden oluyor. Plan program ve düzenin tanımı adeta sizin hayatınız.
Peki gerçekte böyle bir şey mi “Mindful Ebeveyn” olmak.
Zorlanmak aslında ebeveynliğin doğasında olan bir şey. İyi geçmeyen günleriniz olduğunda, çocuklarınızla veya kendi ebeveynliğinizle ilgili sıkıntılar yaşadığınızda kendinizi yalnız ve umutsuz hissedebilirsiniz. Aslında bunlar hemen hemen hepimizin karşılaştığı zorluklar. Gerçekte hiçbirimiz ebeveynliğin zorluklardan muaf değiliz. Ama mindfulness pratikleri ile bulunduğumuz anın, yaşadığımızın durumun farkında olabilir ve tepkilerimizi değiştirerek olayları farklı şekilde deneyimleyebiliriz. Bunu ebeveynliğe uyguladığımızda ise zorluklarından muaf olamayız belki ama en azından bunun geçici olduğu bilgisiyle cevap verebiliriz.
İnsan doğası gereği, hayatta kalmak ve hayatını sürdürmek için etraftaki negatif ipuçlarını sinyalleri aramaya odaklıdır. Sistemi devamlı tetikte ve etraftan ipuçlarını toparlamakla meşguldür. Bu nedenle de genelde “oh harika bir gün hadi bir kahve yapıp bunun keyfini çıkarayım” demeyiz. Acaba bugün neler olacak, nerelerde zorlanacağım, uyabilecek mi, bütün gün zaman nasıl geçecek diye düşünürüz. Ayrıca her gün beslenme, ortamı temiz tutma, çocuklarımızı sağlıklı tutmanın gereklilikleri üzerine planlar yapar ve bu planları uygulamak uğruna da çocuklarımızla karşı karşıya geldiğimiz zamanlar yaşayabiliriz. Çünkü işler planladığımız gibi gitmeyebilir, çocuklarımızın modu planlarla uyuşmayabilir ya da biz o gün kendimizi iyi hissedemeyebiliriz.
Ayrıca bu kadar da değil; genelde çocuklarımızın gün içerisinde gözlemlediğimiz davranışını da negatif odakla değerlendirip, kalem tutuşuna, uykuya dalışına, arkadaşlarıyla oyuncaklarını paylaşmayışına, salıncakta sallanmak için acele etmeyip ortada kalışına kadar bir çok durumda sonuçlara varır, çocuklarımızı etiketler ve sorunlar ararız.
Çünkü sistemimiz böyle çalışır, çünkü büyüklerimizden ve çevremizden böyle görürüz. Bu bize oldukça normal gelir ve kendimizi ya da davranışımızı fark etmeyiz bile.
Mindfulness kavramını son zamanlarda fazlasıyla duymaya başladık. Mindfulness eğitimleri, Mindul Ebeveynlik, Mindful olmak, Mindful Çocuklar... oysa bundan bir beş sene önce belki bir çoğumuzun haberi bile yoktu mindfulness’dan...
Mindfulness aslında ebeveynlere, ebeveynliğin doğasında olan zorlukların altından kalkabilmeleri için ebeveynlik stresinin farkında olmalarını sağlayacak deneyimler kazandırır. Negatif odağımızı fark etmek bunlardan en önemlisidir.
Mindfulness pratikleri zihnimizin otomatik olarak aradığı “Neyin yanlış” olduğuna değil, “neye ihtiyaç” duyulduğuna odaklanılması konusunda ebeveyni destekler. Yani "yanlış olan ne?" odağından uzaklaşıp o anın ihtiyaç ve çözümlerine odaklanmanızı sağlayacak şekilde düşünmeniz için pratikler sunar. Bu pratikleri ne kadar fazla uygularsanız, günlük hayatta kendinize ve davranışlarınıza olan farkındalığınız artar.
Hepimiz günün çoğunda zihnimizde düşünceler bulutu ile dolaşırız. Ve zamanımızın %49’unda ya geçmişe ya da geleceğe doğru yolculuk yaparız. Hatta bununla da kalmaz genelde çocuğumuzda ve kendimizde hata, yanlış ve sorun ararız;
Mindfulness ise sizi zihninizde dönüp duran;
Bendeki hata ne?
Neden yapamıyorum?
sorularını çıkarıp, yerine;
İhtiyacım nedir?
Çocuğumun ihtiyacı ne?
Ne yapmam gerekiyor?
Sorularını sorabilirmeniz konusunda destekler.
Ama yine de zamanınızın %100’ünde mindful olabilmek. Hayatı tamamen farkındalıkla yaşayabilmek hiç kimse için mümkün değildir. Sistemimiz ve yüzlerce yıllık mirasımız bizi bundan alıkoyar. Ama bunu bilmek bile kendimize bir dahaki seferde daha şefkatle yaklaşabilmemizin kapısını açar.
Ezgi @mindfulebeveyn